Gürültünün sürekli bulunduğu ortamda çalışma kişide yorgunluk, zihinsel etkinliklerde yavaşlama, iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hareketlerin engellenmesi gibi bir çok olumsuz etki bırakmaktadır. Gürültülü ortamdaki çalışmaların bitmesi zamanla bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmaktadır.Gürültü iç kulakta kohleanın içinde bulunan işitme tüycüklerinde haraplaşmaya neden olmaktadır. Yıpranan ve haraplaşan tüycüklerde hiçbir zaman yenileme olamamaktadır. Bu haraplaşma daha çok tiz frekanslar dediğimiz 4000 ile 6000 Hz arasında sık görülmektedir. Dolayısıyla önce bu tiz frekanslardan başlayarak kalıcı işitme kaybı oluşmaktadır. Bu kayıbın kişi çalıştığı ortamdan ayrılsa dahi geri dönüşümü mümkün değildir.İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğüne göre; ağır ve tehlikeli işlerin yapılmadığı yerlerde, gürültü derecesi 80 desibeli geçmemelidir. 4857 Sayılı İş Kanunun 78. Maddesine göre düzenlenen Gürültü Yönetmeliğinde ise, amacın işçilerin gürültüye maruz kalmaları sonucu sağlık ve güvenlik yönünden oluşabilecek risklerden korunmaları için alınması gerekli önlemleri belirlemektir demektedir. Gürültü Yönetmeliğinde en yüksek maruziyet etkin değerleri olarak 85 desibeli geçmemesi gerekmemektedir.